namaz sureleri - fil suresi
 

Ana Sayfa
namaz
Namazın önemi
sağlık ve namaaz
namaz edebi
kutuplarda namaz
imamlık ve cemaat
namaz niyetleri
namazın esrarı
namazı terkin cezası
namazın bibliyografisi
namaz tesbihatı
ezan duası
cuma namazı
cenaze namazı
teravih namazı
kaza namazı
hastaların namazı
bayram namazı
nafile namazlar
Gece Namazı
işrak namazı
duha namazı
evvabin namazı
şükür namazı
mescid namazı
yolculuk namazı
küsüf ve husuf namazı
tesbih namazı
istihare namazı
tevbe namazı
hacet namazı
zelzele namazı
sureler
fatiha suresi
fil suresi
kureyş suresi
maun suresi
kevser suresi
kafirun suresi
nasr suresi
tebbet suresi
ihlas suresi
felak suresi
nas suresi

Fil suresi

BİSMİLLAHİRRAHMANIRRAHİM

ELEM TEREKEYFE FEALE RABBÜKE BİASHABİL'FİL*

ELEM YEC'AL KEYDEHÜM Fİ TADLİLİN*

VE ERSELE ALEYHİM TAYREN EBABİLE*

TERMİHİM BİHİCARETİN MİN SİCCİLİN*

FECEALEHÜM KEASFİN ME'KULİN*

 

Tercümesi

Ey Muhammed! Kabe'yi yıkmağa gelen fil sahiplerine Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi. Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.

Seyyid Ahmed Hüsameddin (1847-1925) Hazretlerinin Tevil 'i

Açıklaması

Yaradılmışların içinde hayvanların en büyüğü ve zeka bakımından üstün olanı fildir. Bunların çogunlukla bulunduğu yerlerde kendilerinden edilen istifadeler, okuyan ve inceleyen kimselerce bilinmektedir. "Ashab-ı fil", fil gibi büyüklük taslayan bir millet, bir topluluk veya onlardan bir kimse demektir.  

 

" ELEM TEREKEYFE FEALE RABBÜKE BİASHABİL'FİL "

Filin büyüklüğüne ve heybetine dayanarak ordularını ileri süren kendini beğenmiş, aldatıcı ve hileci bir kavme vaki olan, Allah'ın tecellisinin ne surette cereyan ettiğini görmüyor musun?

 

" ELEM YEC'AL KEYDEHÜM Fİ TADLİLİN

VE ERSELE ALEYHİM TAYREN EBABİLE

TERMİHİM BİHİCARETİN MİN SİCCİLİN "

Rabbin, onların hile ve oyunlarını boş çıkararak kendilerini zarar ve ziyanda bırakmadı mı? Her türlü hile ve aldatmaları en sonunda kendilerine karşı sonuçlanmadı mı? Onlar, ancak gökten gelecek bir kuvvetin başlarına musallat olmasıyla yenilgiye uğrayacaklardır. Bu havai kuvvet, yani uçak, (füze vb.) araç ve silahlar, onların üzerlerine aslı "cahim"* olan "siccil"** den bir takım, yok edici maddeler atarlar. Bunlar o derece etkili ve tahrip edicidir ki, henüz meydana gelmeyen maddeden bir kısmı bir memleketin üzerine atılacak olsa o şehri az bir zaman içinde yıkarak harap eder. bu halin meydana gelmesi zamanı yaklaşmadı mı? 

" FECEALEHÜM KEASFİN ME'KULİN "

Bu uçaklar (ve füzeler), toplu halde karadan ve denizden, büyüklüğüne ve gücüne böbürlenen ulusların şehirleri üzerine yayılarak bu maddeyi atarlar ve onların güzel ve bakımlı olan memleketlerini kısa bir müddet içinde yerle bir ederler. Rabbin onların topluluklarını, "Asfı me'kul" yani vücutlarından kimse yararlanamıyacak şekilde, herbir hayır ve menfaatten mahrum bırakmayacak mı?

(*) Cahim: Cehennem anlamına gelen bu kelimeyi, Seyyid Ahmed Hüsameddin Hazretleri benzetiş olarak kullanmıştır.

(**) "Siccil" kelimesi de cehenneme ait olan bu kelimeden çıkarılan ikinci bir manadır. 75 yıl evvel bu eser yazıldığı zaman böyle bir madde bulunmadığı için "henüz meydana gelmeyen" deyimi kullanılmıştır. Uçaktan atıldığı zaman bir şehri kısa bir müddet içinde yerle bir ettiği göz önünde tutulursa "Siccil" den kasdedilen mananın bu günkü nükleer silahlar olması muhtemeldir.

Bugün 1 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol